Human Relations hareketi, 20. yüzyılda örgütsel teorilerde önemli bir değişiklik olan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, çalışanların sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarına odaklanır ve örgütsel performansın, çalışanların tatmini ile doğrudan ilişkili olduğunu öne sürer.
Bu yaklaşımın ortaya çıkışı, Taylorizm'in (endüstriyel verimliliği ve işçi hareketliliğini artırmayı hedefleyen bir yönetim yaklaşımı) eleştirisi ile başladı. Taylorizm, işçileri makineleştirilmiş parçalar olarak ele alırken, insan ilişkileri hareketi, insanların duygusal ve sosyal ihtiyaçlarına yönelik bir yaklaşım önererek insanların iş yaşamındaki insan ilişkilerinin önemini vurguladı.
Bu yaklaşım, önemli bir araştırma ve teorik gelişmeyi beraberinde getirdi ve çalışanların rol ve motivasyonlarını anlamak için yeni araçlar ve teknikler geliştirdi. İletişim, liderlik, motivasyon ve iş tatmini gibi konuları ele alan bu yaklaşım, aslında modern davranışsal yönetim yaklaşımlarının temelini oluşturmaktadır.
Human Relations hareketinin öncüsü Elton Mayo, Hawthorne Çalışmaları adı verilen bir dizi araştırma yaparak, çalışanların psikolojik ihtiyaçlarına daha fazla önem vermenin örgütsel performansa olumlu bir etkisi olduğunu gösterdi. Bu çalışmalar, örgütsel davranışın insan faktörüne bağlı olduğunu ve işletmelere çalışanları ile insan ilişkileri kurmaları gerektiğini hatırlattı.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page